tag:blogger.com,1999:blog-42198956233056517722024-03-05T08:51:31.768+03:00BAHARIN GETİRDİKLERİASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.comBlogger11125tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-51938338056506904402016-08-17T14:33:00.002+03:002016-08-17T14:37:00.993+03:00BENİM RAHATSIZLIĞIM NE?????? Bundan 4 sene kadar önce mevsim dönüşleri ve özellikle yaz aylarında şiddettli vücut ağrıları çekmeye başladım.Doğal olarak bu ağrıları 2-3 hafta çektikten sonra (ağrının ilk anında doktora gitmek gibi bir özelliğim yok geçmeye yakın giderim genelde) doktora gittim . Hemen crp aso ölçümü yapıldı . Sonuç negatif iltahap yok .Ama ben ağrıyorum. Sanki uyumamışım da bütüüünnn gece koşmuşum.Mevsimsel deyip bir iki ağrıkesici ve vitaminle gönderildim.Ne zaman ki havalar soğumaya başlıyor ağrılar yok.En sonunda yine böyle ağrılardan ahladığım bir gün Fizik tedavi uzmanı arkadaşım bir romotoloğa görünmemi istedi.Kocaeli de bir tek romotolog buldum.Şans eseri yerindeydi.Haftada 2 gün geliyormuş . Yaklaşık 15 tane kan tahlili,4 ayrı röntgen ve bir özel çekim mr...Tabi sonuçlar 10 gün sonra ....Neyse sonuçlar geldi ...Hepsi negatif....En son doktorum Kulak burun boğaza sevk etti.Ağız içinden doku alınacakmış.Ben sanıyorum ki panuklu çubuk ile alacaklar.Hani ilk okulda ağız içi epitel doku incelerdik mikroskopla. KBB doktoru "yatış yapıyorum "dedi . Meğerse ameliyat ortamında alt dudak dokusu içeriden kesiliyor.Bir iki tane tükürük bezi alınıp inceleniyormuş.Amaaannnn dedim.Yine lokal anestezi.(neden yine ... çünkü daha önce bu hastalık sebebiyle carpal tunel sendromundan 3 ameliyat geçirmişim doktorumla muhabbet ede ede).Neyse canım gittik işlem yapıldı alt dudak içerisinde 5 adet dikiş.Ağız kapanmaz,su içemezsin,yemek yiyemezsin.Neyse ki 2-3 güne geçti.10 gün sonra (neden hep 10 gün çözebilmiş değilim )sonuç geldi.SCHÖGEN SENDROMU.....Şimdi biraz işim var bilen bilir bu hastalığı da ben yine kısaca bahsedeceğim inşaallah....SAĞLICAKLA KALIN ŞİMDİLİKASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-91493599581342578862016-08-15T13:11:00.002+03:002016-08-15T13:13:32.299+03:00GULITENSIZ VE ŞEKERSİZ HAYAT ... MERHABAA.. Yeni bir hayat , yeni bir beslenme tarzı , yeniden başlamak .....Yazılarımda size doktorum Ümit Aktaş ın tedavi yönteminden sağlıklı besinlerden buğdaysız ve şekersiz hayatın zor olmadığından bahsetmeye çalışacağım. Yaptığım sağlıklı tarifleri de akyatacağın inşaallah. Sade ve katkısız beslenmenin vücudumdaki olumlu değişikliklerini anlatmayı umuyorum ."Hadi canım sende , makarnasız şekersiz hayat olur mu? Ayyy yy ben hayatta yapamam " dediğinizi duyuyorum merak etmeyin ..... Beni izlemeye devam edinnnnnnn.ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-41878028865332944492013-02-22T08:15:00.000+02:002013-02-22T08:21:59.051+02:00SEVMENİN YAN ETKİSİ MİDİR ÖZLEMEK?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8veEexfCO9sGIe3PqXG__9YnpuBaTeRzHnR203v5sgdry3S2BZeOUrTKQA-NaxSWWaEkgqMpo_12XYuDwBexe_b4OuVeQ0GDEh7XXRWW2o_lqrQHd_S5SognntZe1zdzTbusVGn8ulP0G/s1600/ozlmkli11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8veEexfCO9sGIe3PqXG__9YnpuBaTeRzHnR203v5sgdry3S2BZeOUrTKQA-NaxSWWaEkgqMpo_12XYuDwBexe_b4OuVeQ0GDEh7XXRWW2o_lqrQHd_S5SognntZe1zdzTbusVGn8ulP0G/s320/ozlmkli11.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Birine rastladım bu gün.Oturmuş ağlıyordu bir köşede için için.<br />
-Hayırdır ,ne oldu? dedim<br />
-Yok bir şey,sadece özledim ,dedi.<br />
-Nasıl özledin ki bukadar sessizce ağlıyorsun ,dedim.<br />
-Vaktin varsa anlatayım, dedi.<br />
Onun ağzından anlatıyorum.<br />
Çok özlersin,hissedersin içinin ta derinliklerinde birşeylerin acıdığını.O kadar özlersin ki,için içine sığmaz olur,kendi kendine fazla gelirsin.Her an aklındadır,kalbindedir.Dikkatini başka tarafa yönlendirmeğe çalışırsın.Kitap okursun mesela.Bir iki satırdan sonra satır aralarında ,kelimelerde o çıkar karşına.Bitmez o sayfalar ,satırlar.Okudukça daha çok canın yanar,daha çok özlersin sayfaları açtıkça.Uzarda uzar o kitap.En son artık birşeyler düğümlenir boğazına ,ağlayamazsın da.Bakıyorsun olmuyor;dışarı çıkıp hava almak istersin.Atarsın kendini sokaklara.Yavaş yavaş dolaşırsın insanları izleyerek,vitrinlere bakarak.Bir an bir tanıdık kokuyla aniden o yöne dönersin,dudaklarında buruk bir tebessüm.Sakince yoluna devam edersin.Şehrin her yerinde onun ayak izlerine rastlarsın.Gezdiğiniz yollardan birdaha geçerken gülümsersin sessizce,içinden.Ama bir farkedersin ki o gülümseme yüzüne yerleşmiş.Her baktığın yerde onu görürsün.Geçerken bir cafenin önünden beraber oturduğunuz zamanlar gelir aklına.İçi,ndeki volkan patlayı verir birden ,seslice bir "of"larsın oturduğunuz masada başka birilerini görünce.Birlikte gittiğiniz mekanlara gidersin,bir mağazaya,bir alışveriş merkezine.Etraf bir hayli kalabalıktır aslında.Sen ise orada onunla geçirdiğin zamana geri dönersin.Görmezsin,duymazsın kimseyi onca kalabalık arasında.Senin için zaman durmuştur berader olduğunuz o mekanda.Ağır ağır dağılırken geçmiş gözünün önunden,aynı kalabalığa ışık hızıyla geri dönersin.Olmaz,yapamazsın.Onu nasıl özlediğini her gittiğin yer,her yaptığın şey sanki ağızbirliği etmişler gibi kafana kaka kaka,gözüne soka soka tekrar tekrar hatırlatırlar sana.Ne yaparsın biliyormusun,ellerin boş ve kalbin ise onun özlemiyle dopdolu eve dönmekten başka çaren kalmaz.Yüreğinin bu ağırlığı taşıyamadığı yerde de gözlerin iflas eder.Sen ne kadar istemesen de iplik iplik akar yaşlar.<br />
Çok özlemek midir sevmek,yoksa sevmenin yan etkisimidir özlemek?????????<br />
Dinledim hiç sözünü kesmeden.Sorusuna cevap bile veremedim,içimin acıdığını hissederek.Sessizce kalktım yanından.Ellerim cebimde ,aklımda anlattıkları.Yavaş yavaş kalabalığa karıştım........ <span><span style="background-color: #f4cccc;"></span></span>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-7445994648156776312012-06-20T09:03:00.001+03:002012-06-20T09:41:54.188+03:00YİĞİDİM ASLANIM BURDA YATIYOR.....<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-0isszlJaaRM/T-Fv98hfBxI/AAAAAAAAAEA/QMJYF3Bvj6M/s1600/182135_367457516642676_1124576697_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-0isszlJaaRM/T-Fv98hfBxI/AAAAAAAAAEA/QMJYF3Bvj6M/s1600/182135_367457516642676_1124576697_n.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
Kan ağlıyor içim,kan ağlıyor yüreğim,kan ağlıyor ANADOLU....Analar,babalar,bacılar,nişanlılar,eşler,evlatlar kan ağlıyor.Yine şehid oldu 8 tane dağ gibi yiğit asker.Umutlarını,hasretlerini,sevgilerini bir çeyiz bohçası gibi geride bırakarak gittiler.Okuyamıyor ve izleyemiyorum haberleri.Boğazıma bir yumruk takılıyor,kalbimi sanki biri avucuna almış sıkıyor.İki ciğerim birbirine yapışıyor sanki,nefesim kesiliyor ,ayaklarımın bağı çözülüyor,içim daralıyor.<br />
Önceden süre gelen bir gelenek gibi ,Çanakkale'de,Sarıkamış'da,Sakarya'da,Urfa'da,Antap'de ve yurdun dörtbir köşesindekanlarıyla bu vatan toprağını sulayan askerler gibi ,toprak kana doymuyor sanki...<br />
Bir millet böyle kurtulmuş,bir vatan böyle kurulmuştu zamanındada.Anlaşılan yine ,yeni bir geçiş dönemidir yaşanan belkide.Soyu ,ecdadı kahraman olanbir milletin torunları yine o vatan uğruna canlarını vermekte,<br />
Bu topraklar üzerinde her dinden,her dilden ,her renkten insanların kardeş gibi bir bütün halinde yaşaması bazılarının işine gelmiyor belkide.Birilerine batıyor ki bu askerin karakoluna gidip,burnunun dibine girip şehid edecek kadar gözünü döndürüyorlar insanın.<br />
Benim kardeşim de şu an asker.Hatta Şırnak'da sınırda askerlik yapan arkadaşım var.Annem diyordu ki bundan 7 ay evvel 24 asker şehit düştüğünde"Gitsin istemiyorum askere"gözlerinden yaşlar boşanırken...Aslında kader belli.Nerde ,ne zaman ,nasıl ,hangi saatte öleceğimiz...Elden birşey gelmez.Yazılan olur ,vade dolar,rızk biter.Yeryüzünde senin payına düşen ne bir nefes,ne bir damla su,ne adım atacak yer ,nede bir lokma kalmazmış.Kimi lağım çukurundan çıkarılır linç edilir,kimi şehitlik makamına erişir acı çekmeden Kabrine cennetten bir kapı açılır ,makamını seyrettiği.<br />
Herkes yine galeyanda.Eline bir tüfek versen herkes koşacak sınırlara,karakollara...Uzun sürmeyen bir süreç,bir iki gün sonra normale dönen hayatlar...<br />
Bu yurdum insanının bir kısmının yaşadıkları.Bir kısmı ise sanki uzaydan gelmiş...Kafeler yine tıklım tıklım dolu..Genç kızler ve erkekler "hangimiz daha CIKS ız "modunda .(anlamını anlamadığım bir kelime HAVALI demek herhalde)<br />
Yazarım ama yazmak istemiyorum.Açtırma kutuyu ,söyletme kötüyü mukabilinden.Anlayan ne demek istediğimi konunun nereye gideceğini anladı zaten .<br />
<br />
Öyle bozdular ki bizi ,hani şimdilerde market raflarında satılan peynirimsi yoğurtlar var ya ayne öyle olduk.Ne tam yoğurt olabildik,ne de peynir kalabildik.İkisinin ortasındayız şu an.Bir büyüğün dediği gibi"NE TAM OSMANLIYIZ NE DE BATILI.ARADA BİRYERDE KALDIK.KENDİMİZİ BULAMIYORUZ.<br />
<br />
İnanıyorum ki birgün silkinip uyanırsak ve kendimizi bulursak,herşey muhteşem olacak ...(Muhteşem yüzyıl gibi olmasın da..)<br />
<br />
Kalın sağlıcakla ASPAVA<br />
<br />
KIRMIZILARMI GİYDİN BUGÜN MEHMEDİM<br />
DÜĞÜNÜN MÜ VAR BU KALABALIK TOPLANMIŞ<br />
SOKAKLARDA ,CADDELERDE BEYAZ AYYILDIZ<br />
NİŞANLIN GELİNLİĞİ SANDIĞA KALDIRMIŞ...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
.. ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-39138812347297459102012-01-27T11:51:00.000+02:002012-01-27T11:51:20.246+02:00YİNE BURADAYIM...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_H3qwgu4JdKZC5C7Ay_4NyzJGXxFS30X7E2L1dVmpfNMWjlJ36MQbXA0fUMkLOFvKeGacKtIeaPIuQ_I3-CwlVS65Me_-8NLJV4yd-TmJzRyFRkwI1evwdkHdIweXOrK109oMb6ddEtkd/s1600/2012+k%C4%B1%C5%9F+kamp%C4%B1+BAKACAK+272.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_H3qwgu4JdKZC5C7Ay_4NyzJGXxFS30X7E2L1dVmpfNMWjlJ36MQbXA0fUMkLOFvKeGacKtIeaPIuQ_I3-CwlVS65Me_-8NLJV4yd-TmJzRyFRkwI1evwdkHdIweXOrK109oMb6ddEtkd/s320/2012+k%C4%B1%C5%9F+kamp%C4%B1+BAKACAK+272.JPG" width="320" /></a></div>Zaman bulup da yazamadığım için öncelikle kusuruma bakmamanızı rica ediyorum.Keyifli ve yorucu(yorucu olduğunu eve önünce anladım) bir etkinlik sonunda nihayet eve döndüm yeni dostlkular,yeni tecrübeler ve yeni hatıralarla beraber.Evet döndüm ve bir sürpriz karşıladı beni.Yukarı katımdaki daireye kambi takılacagı için kazı çalışmaları başladı.Evet maalesef...Ama en şaşırtıcı olanı neydi biliyormusunuz,çalışma başladıktan biraz sonra kapım çalındı.Kapıda üstü başı toz içinde bir adam."Buyrun "dedim."Bacım dedi kusura bakma yukarı kata boru döşüyoruz da,size biraz gürültü olacak.Ama en kısa sürede bitirmeye çalışacağız inşaallah".Şaşırdım,kaldım kapıda."Ne demek dedim mühüm değil.Biter inşaallah.Allah kolaylık versin "deyip kapadım kapıyı.Hep derim ki "AKILLISI BENİ BULMAZ".Arada sırada da olsa bulurmuş meğer.Herkes birbirini böyle düşünse yaşadığımız ortamı bir düşünün.Neyse geldiğimiz yerden kar getirdik beraberimizde.Dışarıda sabahtan beri durmaksızın kar yağıyor.İnsan içini ısıtacak birşeyler istiyor.Ben bu sabah içimi ısıtacak bir mesaj aldım.Sabah saat 7:30 da geldi mesaj.O saatte insanın hatırlanması kadar güzel bir şey olamaz benim için.Mesajı aynen yazıyorum"AYNAYA BAK GÜN AYDIN DE.CAMDAN BAK AAAA KAR YAĞIYORMUŞ DE.SONRA KAFANA GÖRE TAKIL İŞTE.GÜNAYDIN:)"Başka birşey isteseymişim olacakmış deerler ya.Aynen öyle işte.Şimdi sıcak evimde oturup,camdan dışarıyı seyrediyorum ara ara. Ama hani olurda bir iki dost "Hadi gel kahve içelim" derse de hiç geri çevirmem doğrusu.Bu gün güzel başladı ,GÜZEL DE BİTER İNŞAALLAH.ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com1Izmit/Kocaeli, Türkiye40.775986 29.94835699999998740.7153945 29.756989499999989 40.836577500000004 30.139724499999986tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-58036948990189704992011-11-16T08:30:00.001+02:002011-11-23T09:30:47.855+02:00AYRILIK ZOR GELİR......<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXy7KqnpObWxRQfWRAfqE9VSwqvfB5dxFPK4G3JFSSTsObjeZoE3t93alkW_Iv0DS-rfGDTv23Q2749uBizdsVc4krNMPH-9OvMX2iqBcOa2Ql8BkPBoEYKORL53ulgPW9HNinVLd_cP9J/s1600/insanin-dengesini-bozan-benlik-duygusu.jpg" />Klasik bir insanım....Alışkanlıklarımdan vazgeçmek zor gelir bana.....Herzaman kullandığım eşyamı değiştirmek,hep kullandığım güzergahı değiştirmek,her zaman gördüğüm insanlardan ayrılmak zorunda kalmak......</div><a name='more'></a><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Zor,zor,çoookkk zor......Şu anki halimi anlatamıyorum,kelimeler yetmiyor,doğru kelimeyi bile bulamıyorum.İnsanın sevdiği,alıştığı birini uzaklara göndemek.Bugün canımın ,ciğerimin bir parçasını çok uzaklara yolcu etmek için birazdan yola çıkacağım.İçim acıyor..Ama olsun O da orada sevdiği insana kavuşacak.O da oraya gittiği için mutludur şimdi.Onu arkasından el sallarken ne olacak bilmiyorum,tahmin bile edemiyorum.YAZAMIYORUM.Kelimeler uçuşuyor ama ben doğru yeri bulup onları bir araya getiremiyorum.Yüzümde yarım yamalak bir tebessüm,içimde tarif edemediğim bir duygu..Herşeyde bir hayır var biliyorum.Söyleyeceğim çok şey var ama dudaklarımı aralayamıyorum bile.Mutlu olun,büyük bir aile olun inşaallah.......Sözün bittiği yer burası .......................</div>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-55059128508132668282011-09-05T15:25:00.002+03:002011-11-15T11:10:02.145+02:00RAMAZAN BİTTİ, BAYRAMDA.......Bir ay öncesini düşünüyorum.Arkadaşlarla konuştuklarımız:<br />
-Ağustos 1 Ramazan<br />
-Sıcaklarda nasıl oruç tutarız bilmem<br />
-Günlerde uzun....<br />
-Allah kolaylık verir inşaallah.....<br />
<a name='more'></a><br />
Bitti bile Ramazan.Sıcaktı,günler uzundu derken kuş misali uçtu,gitti.Kendimizi kurtarabilmek adına neler yaptık,kaç açın doymasına vesile olduk,nekadar dua ettik,ne kadar af diledik...<br />
Yoksa 5-6 çeşit yemek hazırlayıp,1-2 gün sonra hepsini çöpe mi attık?Orucu ve sıcağı bahane ederek,en ufak şeye sinirlenip sağa sola saldırdıkmı susmanın bile ibadet sayıldığı bu ayda..<br />
Ne acıdır ki oruç tuttuğumuzu zannederken aç mı kaldık,dua ettiğimizi zannederken kalbimizi işin içine katmayıp sadece ağızımız mı yoruldu?<br />
<br />
Neyse,aklıma geldi bunlar.Bir çırpıda yazıverdim...<br />
<br />
Bayram geçti ama aklımda kalan görüntülerden bahsetmek istiyorum biraz.Çarşının o kalabalığı,hengamesi,gürültüsü kaldı en çok aklımda.Hoş bir gün çıktıktan sonra birdaha çıkmamaya karar verdim.Anlayamadığım ne biliyormusunuz,insanların sanki üstlerine giyecek hiçbirşeyleri yokmuş gibi pazarlara,dükkanlara saldırmaları.Daha dün siz demiyormuydunuz,para yok ,yiyecek ekmek yok diye.Şimdi ise herkes mağazalarda,en güzeli benim ki olsun,hatta son moda olan benim olsun.Sonra herkesin üstünde aynı şey.Yardım kururmu dağıtmış gibi. Halbuki dolapları biraz karıştırsak bir kere giyip bir kenara bıraktığımız bir çok giysinin olduğunu görürüz.Aaaaaa ama olmaz ki,onlar giyilmezki..Niye?E modası geçti... <br />
<div class="soz_div_sag"><div class="soz_div_ic">“Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler.” Oscar Wilde söylemiş bu sözü ben de çok severim.Çünkü bu güne kadar modayı takip etmek gibi bir derdim olmadı.Neyi yakıştırdıysam kendime onu giydim.Eskiden yapardım.Görürdüm ,beğenirdim alırdım hemen.Eve gelince de dolapta beklerdi giyilmek için.Müsriflikten başka birşey değilmiş diye düşünüyorum şimdi.O parayı sadaka olarak verseydim ,sevap kazanırdım hiç değilse..<br />
Şimdilerde ise almak istediğim şeyi 40 kere düşünüyorum."İhtiyacım var mı,gerçekten lazım mı?"diye.Bir şey aldıktan sonra da dolabıma gidip 2-3 aydır hiç giyilmemiş eşyaları toplayıp,yıkayıp başkalarına veriyorum.Bu beni çok ama çok mutlu ediyor inanın.<br />
Birde şöyle tipler var.Aynı giysiden dolabında 2-3 tane var.Fakat kıyıpta kimseye vermezler o fazlaları.Niye?Lazım olur,yedekte kalsın birgün giyerim...Aslında o giysiyi kesin 2 aydır üstüne giymemiştir ama olsun,dursun ...<br />
Sadece Ramazan ayı değil iyilik ayı...Biz Müslüman bir milletiz.Müsriflik,hele ki cimrilik bize hiç yakışmaz.<br />
Şimdi hemen kalkın ...Dolabın kapaklarını açın.2-3 aydır hiç ellenmemiş,hatta katı bile bozulmamış temiz giysilerinizi koyun bir poşete(hiişşşt ayırmak yok),muhakkak tanıdıklarınız vardır.Yada muhtaçlara yardım eden insanlar vardır çevdenizde ve ya yokmu merdivenleri silen kadın....O poşeti içindekileri düşünmeden verin.ALLAH RIZASI için verin.Siz verin,yerine yenisi mutlaka ve mutlaka geliyor.Giysilerinizin ulaştığı insanların mutluluğunu hayal edin,o gülümsemeyi gözlerinizin önüne getirin.O sırada kalbinizdeki,ruhunuzdaki rahatlamayı da hissedin......DURMAYIN HADİİİİİ... </div></div>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-6346191374045842062011-08-30T03:37:00.002+03:002011-11-15T11:13:30.774+02:00AŞKI YENİDEN YAKALAMAK<span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;">Hani derler ya "evlendikten sonra aşk biter, yerini sevgi alır". Birçok insan için doğru olan bilir. Ama aşkını korumasını bilenler için pek geçerli bir şey değil sanırım.</span> <br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;">İnsan karşısındaki insana ne kadar güvenirse, her şeyini ne kadar çok paylaşırsa, (tabi karşılıklı olarak)birbirlerine ne kadar destek olup, bu beraberliğin iki kişiye ait olduğunu unutmazsa, inanın aşkın yanında sevgi daha çok büyüyor. Birçok yaşadıklarımız bazen aşkı sekteye uğratabilir. Aileye yeni bir bireyin katılması, hayat şartlarının zorluğu, ufak anlaşmazlıklar...</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;">Sonuçta yanına dönüp baktığında hayatı paylaştığın insan ne bir adım geride, ne bir adım ileride durmuyorsa senden, hep yanındaysa aşkınız hala canlı demektir.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"><br />
İnsan olarak yaratılmışız. Hepimizin arzuları, istekleri, hedefleri, beklentileri var hayattan. Bu duyguları paylaştığımız zaman hayat arkadaşımızla her şeyin ne kadar kolay, ne kadar erişilebilir olduğunu fark ederiz.<br />
<br />
Bu beklentiler içerisinde aşkı kaybettiğimizi sanırız bazen. Hemen hemen herkes düşünmüştür "acaba beni hala seviyor mu? Güzel buluyor mu?" diye. Benim yaptığım gibi. Çok zaman ağlamaklı olup "ne zamandır bana sarılmadın" dediğim çok olmuştur.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"><br />
Yaşadığımız hayat içinde genelde her şeyimiz planlı! Yemek, içmek, gezmek, iş hayatı... Her şey ama her şey.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;">Bu koşturmaca içinde flört ederken yada nişanlıyken hissettiğimiz, o sanki midende yengeç varmışçasına burulmalar, iştahtan kesilmeler, o nu gördüğünde heyecandan ne konuşacağını bilememeler, evlenince sahiplenmenin verdiği hisle bir anda uçar gider sanki.<br />
<br />
Aslında hep içimizdedir o duygular ama önceliğini ve güncelliğini kaybetmiştir. Başka yerler alır önceliği. Faturalar, akrabalar, çocuklar vs.vs.vs saymakla bitmez. Baş başa kaldığın bir anda küçücük bir sevgi sözü, bir sarılma, bir öpücük yada hiç beklemediğin anda aldığın bir buket çiçek önceliğini kaybeden bu duyguları yeniden ortaya çıkarır.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"> Aslında o heyecanların evlendikten sonra bütçeye faydası bile olabilir. Heyecandan iştahın kapandığı için daha az yersin mutfak bütçesine yardımcı olursun:)) İşin esprisi.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"> Evliler, nişanlılar, evlenecek olanlar sözlerime kulak verin. Bu heyecanlar hayatın en güzel yanları. Koşturmacayı boş verin hep öpüşüp koklaşın demiyorum tabi. Ama inanın ikiside lazım. Moralinin düzelmesi, güne iyi başlaman, günü iyi yaşaman ve mutlu bir ömür sürmen için. Biraz gayret, biraz çaba inanın her şey daha kolay ve güzel olacak.</span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"><br />
AŞK ATEŞİNİZ HİÇ SÖNMESİN </span></div><div style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: "Century Gothic"; font-size: 10pt;"> ASPAVA </span></div>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-78724844976151511842011-08-30T03:36:00.001+03:002011-11-15T11:14:01.896+02:00PARLAK YILDIZLAR<span style="color: black; font-family: "Century Gothic", sans-serif; font-size: 13px;">Çocuklardık, PARLAK YILDIZLARDIK. O zaman ay büyülüydü, yakamoz deniz. Ardından koştuğumuz sonbaharlar…</span> <br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", sans-serif; font-size: 13px;">Evet, parlak yıldızlardık bir zaman. Şimdi söndük demiyorum yaşıtlarım yanlış anlamasın. Büyüdük, çoluk çocuğa karıştık, birazda yaşlandık çaktırmadan. O zamanlar ideallerimiz vardı, hedeflerimiz… İçine bulnduğumuz topluluk bizi hep idealleri olan, hep hedefleri olan, dürüst, güvenilir, herkese yardım eden sözünün eri bireyler olarak yetiştirdi, yönlendirdi. Bize ne öğrettilerse bizde kardeşlerimize, arkadaşlarımıza, çocuklarımıza aynı idealleri, aynı ilkeleri aşılayarak onları yetiştirmeye çalıştık. Gel gör ki yaş ilerledikçe ardımızdan gelen neslin genelindeki lakayıtsızlık, ciddiyetsizlik, disiplinsizlik ve vurdumduymazlığı gördükçe ürkmeye başladım. Geneçliğin genelinde var bu. Ciddi bir iş ile uğraşan, ciddi hedeflere yönelen, kendi ekmeğini kazanıp, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan parmaklarımın sayısından fazla değildir belki (çevremde gözlemlediklerimden bahsediyorum.)</span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><br />
Neslin çoğunluğunda fazlaca özenti, hazır yeme, vur patlasın çal oynasın mantığı yerleşmiş durumda.<br style="mso-special-character: line-break;" /></span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;">Görüyorum, duyuyorum ve üzülüyorum…</span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><br />
Bir ara kendi kendime ciddi bir şekilde düşünmeye başladım: "Bu nasıl bir gidiştir, nereye, ne yöne belli değil. Serseri kurşun misali herhangi bir yere. Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgarına der gibi..." </span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"></span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;">Herşey maddiyata bağlanmış. "Onun ayağında şu marka var bende niye yok? Babamın parası olmasada ben genede istiycem bulsun alsın" mantığı. Belki evinde o akşam yemeğe zar zor bir çorba vardır ama elinde son moda telefon, zar zor verilen harçlıklarla alınan sigara... Git arabanın eksozuna daya ağzını duman mı duman işte…</span><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"> <br />
<br />
Sonra kendimi düşündüm bir ara. Lisede okurken aileme yük olmamak için yemeğimi evden götürür, "harçlığın var mı?" diye soran babama olmasada var derdim. Şimdilerde evden okula yemek götürmek eziklik simgesi oldu. Maddiyat yok ama varmış gibi göstermeye çalışma çabaları... </span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"></span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;">Ya maneviyat? O zaten hemen hemen yok denecek kadar az. "Hangi devirde yaşıyoruz ki. "O düşünceler modası geçmiş elbiseler gibi eski kitap sayfalarında kaldı.Bu düşünceler kara bulutlar gibi dolanırken ve gençliğin haline acırken, aklıma "Acaba hiç mi sorumluluk sahibi, tuttuğunu koparan, hedef belirleyip birşeyler yapmaya ve sonraki nesli kazanmaya çalışan kalmadı?" sorusu takıldı. Ben cevap ararken etrafımdaki PARLAK YILDIZLAR beni buldu. Onlar bana yakınmış ama ben görememişim. O kadar yoğun, bir o kadar hayat telaşına düşmüşüm demekki… Benim çevremde varsa bu PARLAK YILDIZLARDAN başka yerlerde de vardır diye geçiyor aklımdan şimdi.</span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><br />
Gençlere fırsat vermek, onları yönlendirmek, yüreklendirmek gerekiyor demek ki. "Ne gerek var" dememeli "Sen yaparsın, başarırsın" deyip yol açmalı. Bu PARLAK YILDIZLARIN konuşmalarını dinlerken, çalışmalarını izlerken, hedeflerinin havada asılı kalmayıp gerçekleştiğini görmek, beni hem çok sevindiriyor, hemde çok şaşırıyorum. </span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;">Onlar için OLMAZ yok! Sadece YAPARIZ var!</span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Century Gothic", "sans-serif"; font-size: 10pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><br />
Şu an bu satırlarımı okuyanlar, özellikle gençler; bırakın başkalarına özenmeyi, kendiniz olun, özünüze dönün. Bir işe başlarken "Ben yapamam" ile başlamayın. Risk alın, zorluklarla uğraşın. Denemeden başarıp, başaramayacağını bilemezsin… Büyükler sizde gençleri yüreklendirin, onlara imkanlar verin, "sen anlamazsın" demeyin. Yılmak yok… <br />
<br />
HEPİNİZ BİRER PARLAK YILDIZ OLABİLİRSİNİZ. BEN BUNA İNANIYORUM…<br />
<br />
ASPAVA</span></div>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-24386117940826849712011-08-30T03:34:00.002+03:002011-11-15T11:14:28.117+02:00Neysen O'sun. Neysek O'yuzDış görünüm, bilgi, duygu çok kolay değişen şeylerdir insan hayatında. Saçını boya, gözüne lens tak, giyim tarzını değiştir. İşte bak aynaya, bambaşka birini duruyorken bulursun karşında. (Hoş benim gibi klasik biriyseniz bu değişimi bile kabul etmez bünyeniz.) Hatta estetik yaptırarak yeni bir yüze sahip olabilirsiniz. <br />
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;"><br />
</div><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">Bir dostumla yaptığım konuşmadan sonra bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim.</div><div style="text-align: justify;">NEYSEN O'SUN. NEYSEK O'YUZ.</div><div style="text-align: justify;">Peki ya ruhunuz, esas öz benliğiniz... Onu nasıl değiştirirsiniz? Yok ki bir dükkân veya mağaza "Ben bu benden sıkıldım. Daha farklı modelleriniz var mı?"</div><div style="text-align: justify;">İşte bu biraz zor ruhunuzu benliğinizi değiştirmek. Çünkü siz daha vücut bulmadan ruhunuz zaten yaratılmıştır. Neleri sevip hoşlanacağınız, nelerden nefret edeceğiniz, kime âşık olup, kiminle bir ömür geçireceğiniz önceden belirlenmiş ve şekillenmiştir. Bınların dışına çıkmaya çalışmak, çabalamak akıntıya kürek çekmekten gibi bir şey olur.</div><div style="text-align: justify;">En iyisi kendin olmak; benliğini, ruhunu öylece kabul edip, başkalarına da kabul ettirmektir. Süre gelen hayatınızı benliğinizi değiştirmek yerine, GELİŞTİRMEYE çalışmak hayatınız için daha olumlu sonuçlar doğurur. İnsan her zaman gelişime açıktır. Aklı ve benliği geliştirmek insanın daha genç kalmasına, hayata daha olumlu, daha yapıcı, daha sevecen bakmasına sebeptir.<br />
Peki ya kendini olduğundan farklı göstermeye çalışmak, etrafımızda beğendiğimiz insanların rolüne bürünmek, hayatımızda süregelen problemleri temcid pilavı gibi pişirip pişirip her gün önümüze koymak...</div><div style="text-align: justify;">Bizler insanız... Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Hepimizin hatası var. Her insanın yaşadığı zorluklar, dertler, çektiği acılar farklı. Hiç kimseden de bunları anlamasını bekleyemezsiniz. Derdi, acıyı en iyi çeken bilir. HEKİMDEN SORMA ÇEKENDEN SOR DEMİŞLER. ACISINI DERTLERİN ÇARE GÖSTEREN DEĞİL ÇEKEN BİLİR DEMİŞLER. (Zerrin Özer'in söylediği bir şarkıdan alıntı). Hayatımıza yerleşmiş olan dertle her geçen gün dertleneceğimize,"Durumu iyileştirmek için ne yapabilirim" diye uğraşmak en iyi yol bana sorarsanız. Çünkü dertlerin ardı arkası gelmez, bitmez... Biri bitti derken diğeri başlar. Hayata geliş nedenimizden biri de bu zaten. Başımıza gelen her dertten biraz ders çıkarıp olgunlaşmak, törpülenmek... Daha doğarken ağlamaya başlamıyor muyuz içgüdüsel olarak... O kadar çok ağlıyoruz ki çocukken sanki başımıza geleceklerden haberdarmışız gibi..<br />
<br />
Büyüdükçe ağlamayı, sızlanmayı bırakıp hayatın iyi yönlerini yakalamak, iyi şeylere adapte olmak, iyi insanlarla iyi ortamlarda olmak kendimizi ruhen ve bedenen iyi hissetmemizi sağlayacaktır. (denenmiş ve olumlu sonuç alınmıştır :))</div><div style="text-align: justify;">Etrafınızdaki beğendiğiniz insanları kendinize örnek alabilirsiniz.(Tabi olumlu olanları).Beğendiğiniz kişinin rolüne bürünmeye çalışmayın. Kendinizi kaybedersiniz. NASIL MI?<br />
Gerçek benliğinizle benimsediğiniz rol arasında gidip gelmeler başlar. Zamanla daha çok bocalamaya, çırpınmaya başlarsınız. Siz bile kendinizi anlamamaya başlarsınız. Beraberinde tutarsız davranışlarınızdan dolayı etrafınızda ki dostlarınız kaçmaya başlar. En önemlisi de RUHUNUZ BOZULUR. Ruh yalancı benlikle savaşmaya başlar. Size kendinizi hatırlatmaya çalışır. Siz inkâr ettikçe o hatırlatır. Sonunda ruhunuz çöker, sizede doktor yolu gözükür... Tedavilerden sonra kendinizi bulursunuz ama kendinizi çok yorgun hissedersiniz.<br />
<br />
İyisi mi başkası olmaya çalışmayın, özenmeyin başkalarına. Kendiniz olun, kendinizi geliştirin. İyi huylarınız çoğaltın. El becerilerinizi geliştirin. İnsanlar sizi siz olduğunuz için sevsin. Yormayın bedeninize de, ruhunuzu da. En önemlisi ETRAFINIZDA Kİ İNSANLARI YORMAYIN. Kötü huylarınızı iyiye çevirin, insanları böylece şaşırtın. Göreceksiniz etrafınızda dostlarınız çoğalacak.<br />
<br />
NEYSEN O'SUN. OLDUĞUNDAN FARKLI GÖRÜNMEYE ÇALIŞMA. KENDİN KAYBEDERSİN YADA KENDİNİ KAYBEDERSİN!</div><div style="text-align: justify;">SAĞLIKLA KALIN ASPAVA</div>ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4219895623305651772.post-89658364973616025432011-08-30T03:31:00.001+03:002011-11-15T11:14:42.371+02:00Her canlı ölümü tadacaktır!<strong>Dünyaya geldiğimiz gün, ölmeye başladığımız gündür aslında. Adım, adım ölüm gerçeğine yaklaştığımız </strong><br />
<a name='more'></a><br />
Doyasıya gezmek, doyasıya görmek, doyasıya yemek, doyasıya dolu dolu yaşamak. Hiçbir anı boş geçirmemek… Okul hayatı, iş hayatı, ev hayatı... Bu hayatları yaşarken en mükemmelini yapmayı isteriz. En iyi okul, en iyi iş, en iyi eş, en iyi evlat, hatta en iyi hayat…<br />
İşte bu hengâme, bu koşturma içinde dünyaya neden geldiğimizi, Allah'ın bize neden can verdiğini, amacımızın ne olduğunu unuturuz, UNUTTURULURUZ. Eğer biri bizi dürtmese, birisi bize asıl amacımızı hatırlatmasa aslında koca bir "0" dan ibarettir yaşadığımız her şey.<br />
Okul, iş, ev, evlat, eş hepsi "0",hiçlik, ziyan. Ölüm gelip çattığı an bir rekâtlık namaz vakti, bir kelime-i tevhit vakti, hatta bir kere canı gönülden ALLAH deme vakti isteriz. Ama nafile, zaman geldi, rızık tükendi, vade doldu. Ne bir dakika önce, ne bir dakika sonra, her şey zamanında, her şey yerli yerinde, her şey önceden yazıldığı gibi gerçekleşecek.<br />
İşte o an koca bir HİÇ ile gitmek var, bir "0" ile gitmek. Kabire öylece yapayalnız girmek var. Korkmak var, sıkılmak var, daralmak var. Elimiz boş gitmeyelim. DÜNYA AHİRETİN TARLASI. Ne ekersek onu biçeceğiz. Uyanalım, dürtelim birbirimizi. Hüsrana uğramamak için amacımızı hatırlayalım. Hatırlatsın bize birileri. Yalnız kalmamak için kabirde. Hep iyilik yapalım, hep iyi olalım, hep doğru, hep dürüst olalım. Kul olduğumuzu hatırlayıp vazifelerimizi yapalım.<br />
Bu hayatı asıl amacına uygun olarak dolu dolu yaşayalım. Hem bu dünyada kazanalım, hem ahiretde. <br />
Gören gözler görmez olur,<br />
Tutan eller tutmaz olur,<br />
Diller susar hep lal olur,<br />
Ölüm gelip can alınca.<br />
<br />
Eşin, dostun, arkadaşın,<br />
Onlar idi can yoldaşın,<br />
Şimdi sen ve mezar taşın,<br />
Ölüm gelip can alınca.<br />
<br />
Sararlar beyaz kefene,<br />
Koyarlar dar bir tabuta,<br />
Yatırırlar bir mezara, <br />
Ölüm gelip can alınca.<br />
<br />
Üstüne toprak atılır,<br />
Başında dua edilir,<br />
İmam talkını verir,<br />
Ölüm gelip can alınca.<br />
<br />
Açılır bir pencere,<br />
Ya cehennem ya cennete,<br />
Sıra gelir kıyamete,<br />
Ölüm gelip can alınca.ASPAVA41http://www.blogger.com/profile/13049364292666245041noreply@blogger.com0